Uluslararası Aile Zirvesi’ndeydik

Uluslararası Aile Zirvesi’ndeydik

Ruh Sağlığında Uzman Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşenur Dinç hanımefendi, Gökkuşağı İstanbul Kadın Kuruluşları Platformunu temsilen 02-03 Ocak 2013 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Uluslararası Aile ve Sosyal Politikalar Zirvesi‘nin konuğu idi. İki gün süren zirve ulusal ve uluslar arası pek çok kamu ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla gerçekleşti.

Toplumsal ve Demografik Değişimin Aileye Etkileri, Aile Sorunları ve Hukuksal Düzenlemeler, Aile Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinde Standartlar ve Boşanmış ve Tek Ebeveynli Ailelere Yönelik Hizmetler olmak üzere toplam dört oturumda gerçekleştirilen zirve ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Ruh Sağlığında Aktif Kadınlar Grubu Yönetim Kurulu Başkanımız Ayşenur Dinç hanımefendinin Aile Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinde Standartlar oturumunda gerçekleştirdiği konuşma metnine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Efendim hepinizi saygıyla selamlarım. Aile her toplum için çok önemlidir. Bildiğimiz ve her geçen gün doğruluğunu yaşadıklarımız vasıtasıyla tekrar tekrar tecrübe ettiğimiz bu gerçeğin üzerinde durmayacağım.
Benim söylemek istediğim temsil ettiğim 55 sivil toplum kuruluşu adına aile ile ilgili yapılan ve yapılacak olan çalışmalara acil ihtiyaç olduğudur.
Küresel sorunlara yerel ve özgün projelerle çözüm üretme gayretinde olduğumuz sivil toplum hizmetimiz esnasında öğrendiğimiz; bizlerden yardım alan, maddi-manevi destek olduğumuz, kimini hayata bağlamaya kimini hayata tutundurmaya çalıştığımız binlerce aile ve yüz binlerce insanın; şu an burada bulunan, konuyla alakalı beden ve zihin teri döken her uzmanın her türlü çalışmasına ihtiyaç duyuyor olduğudur.
Her ne kadar yakın zamanda aile bakanlığının kurularak aile meselesinin ulusal perspektifte ele alınması ve bakanlığımızın aktif şekilde çok sayıda çalışma ve hizmet üretmesi bizi oldukça sevindiriyor ve ümitlendiriyor olsa da, maalesef sorunlar çözümlerden çok daha hızlı ve çok daha geniş bir şekilde büyüyor ve derinleşiyor. Dolayısıyla önceden bir şeyler yapılması lazım diyorduk şimdi hemen ve çok sayıda şey yapılması lazım diyoruz. Bu nedenle farklı disiplinlerden tecrübeli uzmanların konuyla alakalı kalıcı ve uzun vadeli yapacağı her türlü çalışmaya acil ihtiyaç duyuyor, temsilcisi bulunduğum kuruluşlar ve aileler adına hepimizin farkında olduğu bu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Aile bireylerinin içinde geliştikleri veya işlevlerini yerine getirdikleri aile sistemini veya ilişkide bulundukları diğer sosyal çevreleri değerlendirmeye dayanan ve bu anlayıştan yola çıkarak bireylere, çiftlere veya ailelere sorunlarının çözümüne dönük değişim ve gelişime yönelik özel teknik ve stratejileri içeren Aile Danışmanlık Hizmetleri hem ülkemizde hem de dünyada çok sayıda aile için ciddi bir ihtiyaç haline gelmiştir. Aile içi çatışma, şiddet ve boşanma oranlarındaki artış bu ihtiyacı destekler niteliktedir. Bu nedenle aile danışmanlığı hizmeti konusunda yapılan düzenleme umut vericidir. Bu konuda atılan her adım bizi çok mutlu ediyor. Bununla alakalı başta sayın bakan olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ediyor, mümessili bulunduğum kuruluşlar adında teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu çalışmaları yaparken hem toplumun tamamına yaş, eğitim, sosyo ekonomik ve kültürel farklılıklar açısından hitap edecek hem de ülkenin bütününe ulaşacak nitelikte olmasına önem vermemiz gerekiyor. Çünkü biz biliyoruz ki sistem yaklaşımına göre aile bireylerin oluşturduğu, toplum da ailelerin oluşturduğu bir sistemdir. Sistemdeki bir aksaklık bütün sistemi etkileyecek, belki değiştirecek, belki dönüştürecektir. Dolayısıyla sorunlu aileler, sıkıntılı toplumları, sıkıntılı toplumlar mutsuz bireyleri doğuracaktır. Ailede sorunlar, sıkıntılar, dertler, problemler illa ki olacaktır, bundan kaçmak, kaçınmak mümkün değil ancak bunun nasılını ailelere öğretmek, tıkandıkları noktalarda onlara her an, ücretsiz ya da cüzi ücretlerle ulaşabilecekleri bir danışmanlık hizmeti sunmak şarttır. Bu anlamda bakanlığımızın aile danışmanlığı ile ilgili hamlesini takdir ediyoruz ancak bu hamlenin çerçeve ve nitelikler anlamında günü değil yarınlarımızı kurtarmalı ve garanti altına almalıdır. Benden önce konuşmalarını yapan hocalarım da üzerinde durdular ancak ben önemine binaen birkaç maddenin tekrar üzerinde durmak istiyorum.  Aile danışmanlığı bir sertifika değil yüksek lisans eğitimi olmalı, eğitim müfredatı hem ülkemizin ihtiyacını gözeten hem de dünyadaki konuyla alakalı yapılan çalışmalardan destek alan bir niteliğe sahip olmalıdır. Eğitimi alanların nitelikleri net ve açık bir şekilde sınırlandırılmalı, birbirinden farklı disiplinlerde gelen ve birbirlerinden oldukça farklı altyapı ve tecrübelere sahip insanlara seviye gözetmeksizin aynı eğitim verilmemelidir. Aile danışmanlığı konusunda yapılan çalışmalara çerçeve çizecek, açık ve net sınırlar koyacak, geliştirecek, yenileyecek ve mevcut çalışmaları kontrol edecek ulusal bir konsey kurulmalı ve ayrıca aile danışmanlığı eğitimi alanlar “tus-tıpta uzmanlık sınavı” benzeri ulusal çapta bir sınavdan geçmelidirler. Aile danışmanlığı eğitimi verecek kişilerin bilgi ve tecrübesinin yeterli olması ve subjektif kriterlerden ziyade objektif kriterlere göre tespit edilen uzmanlar arasından yetkilendirilmenin yapılması şarttır. Aile danışmanlığı çok boyutlu olarak ele alınmalı, multidisipliner çalışmalı ancak her çalışandan aynı hizmeti sunmasını beklemeden herkesin kendi işini yapacağı kesin sınırların çizilmesi gereklidir. Aile danışmanlığında problem-çözüm odaklı çalışmaların yanında ve ötesinde önleyici çalışmaların yapılmasının daha bir önemsenmesine ihtiyaç vardır.

Değerli Katılımcılar
Bu toplantı için yola çıkmadan önce tanışma görüşmesi yaptığım Kader hanımın hikayesinden kısaca bahsetmek istiyorum sizlere, etik ilkelerimiz gereği bazı bilgilerini değiştirerek aktaracağım. 36 yaşında Kader Hanım. 4 çocuk annesi, şizofren beyi ile tek başına ilgileniyor.
Aile, Kader hanımın gayretleri ve sosyal yardımlarla geçimini temin ediyor. Madde bağımlısı arkadaşlarıyla gezen oğluna nereden yardım alabileceğini sormak için geldiğini söylerken kendisinin daha önce herhangi bir psikolojik destek alıp almadığını sorduğumda “Hasta olma lüksüm yok benim, ya öleceğim ya sürüneceğim” diyor ve yaşlı gözlerle daha  önce iki kez intihar teşebbüsünde bulunduğunu söylüyor. Şizofren bir eş, risk altında çocuklar, ölmeyi yaşamaya tercih eden bir insan. Kendi, çocukları ve eşi için destek almaya yemeden içmeden çok ihtiyaç duyan bir insan…. Dinlediğim en ağır vaka diyemem Kader Hanım için… Ama kesinlikle danışmanlık hizmeti alması gerek diyebilirim.
Bu aileyi Kader Hanım bir arada tutuyor ve kendisi, ailesi için bizim Kader Hanımı desteklememiz gerekiyor.İlk defa başvuracağı bu hizmeti alırken kimden hizmet alacağı benim için önem arz ediyor. Tamamı Aile terapisi konusunda ihtisaslaşmış bir kadrodan eğitim almış bir uzman mı yoksa aile terapisi konusunda geçmişte hiçbir çalışması ve vaka tecrübesi olmayan bir kadrodan eğitim almış bir uzman mı yardım edebilir? Kader Hanıma… Bu konuda hata yapma lüksümüzün olduğunu düşünmüyorum.  Kader Hanımla görüşme yapacak uzmanı, o uzmanın alanında yetkinliğini önemsiyor, topluma kazandırılması gereken aileler adına bu konuda daha titiz çalışmamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Son olarak bir hususun daha altını çizmek istiyorum. Hemen hızlıca  ve çok sayıda, dört koldan aile ile ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor, yapılan ve yapılacak çalışmaların gerekli niteliklerde olmasının yanı sıra birbirinden kopuk, birbirinden habersiz birbiriyle alakasız da yapılmaması gerekiyor. Bakanlığımız olsun, akademisyenlerimiz olsun, sivil toplum kuruluşlarımız olsun hep beraber el ele vererek bu ağır yükü ancak kaldırabilir bu zor problemi böylelikle çözebiliriz. Yolumuz uzun ama bu yoldaki emekler bir o kadar kıymetli. Emeği geçen herkese yürek dolusu şükranlarımı sunuyor, kolaylıklar diliyorum.